14 Eylül 2007 Cuma

Futbol taraftarlığı hakkında 2

Asıl önemli olan şehirlerin galaksimiz gibi sürekli genişlemesi ve kendine yeni sınırlar bulmasıdır. Tek başına Zerefelli'nin teorisi futbol açısından çok önem arz etmemektedir. Ancak ünlü mantıkbilimci ve dilbilimci Alexandre Zizou'nun çalışmaları ile birleştirilince bizi çok önemli bir bulguya getirir. Zizou'nun kaleme aldığı Il signatorri della parta et della kullia (Cüzi ve külli hakkında sayıklamalar ve hayıflanmalar, 1297) bütün ve parça ilişkileri içindeki rol dağılımını ve bu anlamda fusbalem önermelerini incelemektedir ve aslında Port Royal ve daha sonra Palo Alto okulunun futbolsal bağlam ve dil üzerine yazdıklarının öncelidir.


Buna göre sadece karşıtı bulunana kadar geçerlidir fusbalem’ler. Örneğin, sarı-kırmızı normalde sarı-laciverte karşıt değildir. Ama belirli bir dönemde ve belirli bir anlam aksına göre bu renkler birer fusbolem olarak karşıtlaşabilirler. Zizou'nun bulguları Galimardi'nin listesini doğrular ve onun daha ekonomik bir versiyonunu sağlar.


Bu devrimsel düşünce gerçek değerini Zerefelli ile birleşince kazanmaktadır. Galaksimiz gibi büyüyen şehirlerin bir evreden sonra karşıtını bulmakta güçlük çektiği ve dolayısıyla kendi içinde parçalanmaya gittiğini söylemektedir bu düşünce. Zerefelli'ye göre, ben merkezli başlayan futbol taraftarlığı, çeşitli evreleri aştıktan sonra bir şehir takımına sonra ülke takımına yönelir; ancak bu büyüme dünya takımına geçtiğinde başka gezegenlerdeki futbol takımlarıyla bir ligin eksikliği dolayısıyla durur ve kendi içinde parçalanır. Büyük şehirler de benzer şekilde yeni kurallara göre parçalanıp yeniden düzenlenirler. İnsanın metropollerde yurtsuzluğunun simgesidir bu yapay kategorilere geçiş.


Bu bulgu, ayrıca ünlü antropolog ve ethnolog Dimitri Kostan'in gerçekleştirdiği (16. yy) saha çalışmalarıyla da doğrulanmaktadır. Güney Amerika yerlilerinin sözlü aktarımlarına göre dünyanın ilk futbol maçı tanrılar ve şeytanlar arasında gerçekleşmiştir. Şeytanların hakemin yanlı olduğunu iddia etmesi nedeniyle maç iptal edilmiş ve gelecekte tekrarlanmasi kararlaştırılmıştır. Yine bu mitolojiye göre ilk futbol maçında ofsayt gibi bir kural bulunmamaktadır ve maç hakkındaki haberler diğer bölgelere, taş levhalara kazınmış halde iletilmektedir (ilk spikerlik kurumu da böylelikle kurulmuş olur).


Bu kabilelerde parçalanma durumu olmasa da içerilme ilişkisi hala geçerlidir. Örneğin oturan kanarya takımının bir taraftarı aynı zamanda bulutsuz gökyüzü takımının da otomatik olarak bir taraftarıdır çünkü birincisi coğrafi olarak ikincisi içinde yer almaktadır. İçerilme ilişkisinin mantığı nedeniyle herhangi kapsayıcı iki coğrafi bölge birbiriyle maç yapamaz.


Yerlilerin daha o yıllarda çözdüğü bu konu günümüzde tam bir karmaşaya dönüşmüştür. Örneğin Beşiktaş ve İstanbul takımları aynı maçta karşı karşıya gelebilmektedir.

Belki din tarihine daha yakından bakarsak bunun nedenleri açıklık kazanabilir.

Hiç yorum yok: